TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
1 sayfadaki 1 sayfası
TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
SENİ RENKLERLE ANLATACAĞIM
Kelimeler kifayetsiz
Seni renklerle anlatacağım
Paletimde sessiz
Tualimde direngen renklerimle
İlki hüzün rengi olsun
Anımsadığında
Asırlarca süren bir jenosidin
Güleç yüzünü solduran sancısı için
Saçlarında çoğalan ak teller için
Şiirlerde unutulmuş
Geceleri uzun
O güller ülkesinde
Gölgenden bile ürkerek
Sessiz ve kaçamak yürüyüşlerin için
Ardından
Böyle candan
Böyle başı dik
Böyle onurlu
Sımsıkı ve kol kola
Dostluğun için bahar rengi
Her birine bir tonunu seçtim
Umutlarımız yeşersin diye
Biliyorum yetmedi diyeceksin
Şimdi renklerin en seçkinini al yüreğimden
Hakkındır
O renk ki
Delişmen sevdalımın çiğnediği al gül kadar taze
O renk ki
‘Güneşin ilk ışıkları kadar sıcak
Hayatın kendisi kadar gerçektir’
Tuncay Şen
Kelimeler kifayetsiz
Seni renklerle anlatacağım
Paletimde sessiz
Tualimde direngen renklerimle
İlki hüzün rengi olsun
Anımsadığında
Asırlarca süren bir jenosidin
Güleç yüzünü solduran sancısı için
Saçlarında çoğalan ak teller için
Şiirlerde unutulmuş
Geceleri uzun
O güller ülkesinde
Gölgenden bile ürkerek
Sessiz ve kaçamak yürüyüşlerin için
Ardından
Böyle candan
Böyle başı dik
Böyle onurlu
Sımsıkı ve kol kola
Dostluğun için bahar rengi
Her birine bir tonunu seçtim
Umutlarımız yeşersin diye
Biliyorum yetmedi diyeceksin
Şimdi renklerin en seçkinini al yüreğimden
Hakkındır
O renk ki
Delişmen sevdalımın çiğnediği al gül kadar taze
O renk ki
‘Güneşin ilk ışıkları kadar sıcak
Hayatın kendisi kadar gerçektir’
Tuncay Şen
TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
SEVDAYA AĞIT
baktıkça avurtları çöküyor tüm güzelliklerin
bir sonbahar yangınından arta kalan sessizlikte
artık,
alıngan düşlerdir
gökkuşağından birikintilere yansıyan renkler
artık
renkler rengini kaybediyor
ve sesler seslerini
burada
bu sürgün diyarda
anadan babadan kardeşten uzakta
gri bir ikindi üstü
kokusunu belleğinde gizlediğim
bir demet ‘hüsnü güzel’ solduruldu ellerimde
ondandır dostlar
ondandır sözlerimde ki tutukluk
ve hep donuklaşması gözlerimin
ne de zormuş Allahım
ne de zormuş sabretmek
her yönelişimde
üstüme sürgülenir kapılar
oysa beğenilmemiş şiirler kadar masumdu sevdam
sevdam
zavallı sevdam
kimbilir hangi güne yazılmıştır
sevdanın vuslatı
kim bilir hangi güne
TUNCAY ŞEN
baktıkça avurtları çöküyor tüm güzelliklerin
bir sonbahar yangınından arta kalan sessizlikte
artık,
alıngan düşlerdir
gökkuşağından birikintilere yansıyan renkler
artık
renkler rengini kaybediyor
ve sesler seslerini
burada
bu sürgün diyarda
anadan babadan kardeşten uzakta
gri bir ikindi üstü
kokusunu belleğinde gizlediğim
bir demet ‘hüsnü güzel’ solduruldu ellerimde
ondandır dostlar
ondandır sözlerimde ki tutukluk
ve hep donuklaşması gözlerimin
ne de zormuş Allahım
ne de zormuş sabretmek
her yönelişimde
üstüme sürgülenir kapılar
oysa beğenilmemiş şiirler kadar masumdu sevdam
sevdam
zavallı sevdam
kimbilir hangi güne yazılmıştır
sevdanın vuslatı
kim bilir hangi güne
TUNCAY ŞEN
TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
ÖYLE…
öyle bakma!
taşıyamam gözlerinin ağırlığını
her yanım kuşatma yakalanırım
gizleyemem sinemdeki güzelliğinin nazını
yüzünde saklanmış yüzümün utangaçlığı
bakamıyorum
gideceğim yer ayaklarına yazılmış
ne olur uçurumlara sürükleme beni
öyle gülme!
yoksa ele düşecek sevdam
sabrım yenik düşecek nazlı gülüşüne
ana kucağına hasret çocuk gibi geleceğim yanına
öğreneceksin
umudumun sevdanda gizlendiğini
öyle durma!
ağırlaşıyor yükü yüreğimin
suskunluğum fırtına öncesi sessizlik,
belki de ölü bir doğumun habercisi
çılgınca titreyiş ama korkakça değil
ömrümü alıp götürecek bu fırtına
geride talandan başka ne kalacak?
öyle susma!
bin dilekle dizdiğim yıldızlardan
gelen haberler iyi değil
bekleye dursun karanlık sabahı
güneş inatçı bugün ve hiçbir gün
doğmayacak belli
öyle bakma!
taşıyamam gözlerinin ağırlığını
her yanım kuşatma yakalanırım
gizleyemem sinemdeki güzelliğinin nazını
yüzünde saklanmış yüzümün utangaçlığı
bakamıyorum
gideceğim yer ayaklarına yazılmış
ne olur uçurumlara sürükleme beni
öyle gülme!
yoksa ele düşecek sevdam
sabrım yenik düşecek nazlı gülüşüne
ana kucağına hasret çocuk gibi geleceğim yanına
öğreneceksin
umudumun sevdanda gizlendiğini
öyle durma!
ağırlaşıyor yükü yüreğimin
suskunluğum fırtına öncesi sessizlik,
belki de ölü bir doğumun habercisi
çılgınca titreyiş ama korkakça değil
ömrümü alıp götürecek bu fırtına
geride talandan başka ne kalacak?
öyle susma!
bin dilekle dizdiğim yıldızlardan
gelen haberler iyi değil
bekleye dursun karanlık sabahı
güneş inatçı bugün ve hiçbir gün
doğmayacak belli
TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
Bir Gece Mezarlıkta Çözülen Bilmece Gibi Masalım
“ fakat ey derviş sözlü şairler
çoğunuz unuttunuz dönemeci
yanıldınız!”
Ölüm bir bilmeceydi hep çocuksu düşlerimi yoran
bir dönemeçtir derdi rahmetli dedem
yolumuzun üstünde bizi habersiz bekleyen
neden tüccar kesilirdi mezarlıkta imamlar
neden hep alıngandı suratlar
merasim sonu telkinleri sordukça
neden ilgisiz kalmazdım
dâvûdî makâmıyla arkaya atılana
inadına
ve neden ölüler, fatihalar dilenirdi dirilerden
neden ?
söyleyin bana ey derviş sözlü şairler
ölüm bana ne kadar uzak
ve ne kadar yakın bana ölüm
Derken
günler ve geceler hep böyle sürerken
bir kovalamaca noktalandı, bir gece mezarlıkta
korktum ilk kez ölümden
hangisini seçsem acaba, şu mezarlardan hangisine
yatsam, oracıkta donakalsam upuzun
fark etmez hepsi birbirinden felaket!..
Kaçsam, nereye kaçsam?
bu sûr öncesi sessizlik yakalar boğar beni
oysa bir zamanlar sultan değil miydi
şimdi burada yatan bendegân...
zaman inadına akışkandır mezarlıkta
bir geriye akar, bir ileriye
meğer gurbetteymişim ben
mezara girmeden önce
isyankâr bedenim yavaş yavaş bükülür
anladım ki
işte bilmece böyle çözülür:
Şiirdeki mısra gibidir mezarlar
Ardı sıra gelen, birbirini bütünleyen
anlama anlam katan
anlamı çoğaltan
virgülse eğer, mezar taşları ölümün
şu selviler de ünlem işareti
hayat? hayat zaten üç noktadan ibaret
Beyhude deli gönlüm
beyhude debelenme
ramak kaldı artık hazırlan
bir tesadüf değil bu
bir lütuftur sana sunulan...
safra atıyorum artık nefsime, geçmişime gülerken
yapmalıyım artık bîr yığınak
ve boş kalmamalı bu sığınak
fakat ey bağışlaması bol olan
dinsin artık bu sağanak
dinsin.
Dr. Tuncay Şen
“ fakat ey derviş sözlü şairler
çoğunuz unuttunuz dönemeci
yanıldınız!”
Ölüm bir bilmeceydi hep çocuksu düşlerimi yoran
bir dönemeçtir derdi rahmetli dedem
yolumuzun üstünde bizi habersiz bekleyen
neden tüccar kesilirdi mezarlıkta imamlar
neden hep alıngandı suratlar
merasim sonu telkinleri sordukça
neden ilgisiz kalmazdım
dâvûdî makâmıyla arkaya atılana
inadına
ve neden ölüler, fatihalar dilenirdi dirilerden
neden ?
söyleyin bana ey derviş sözlü şairler
ölüm bana ne kadar uzak
ve ne kadar yakın bana ölüm
Derken
günler ve geceler hep böyle sürerken
bir kovalamaca noktalandı, bir gece mezarlıkta
korktum ilk kez ölümden
hangisini seçsem acaba, şu mezarlardan hangisine
yatsam, oracıkta donakalsam upuzun
fark etmez hepsi birbirinden felaket!..
Kaçsam, nereye kaçsam?
bu sûr öncesi sessizlik yakalar boğar beni
oysa bir zamanlar sultan değil miydi
şimdi burada yatan bendegân...
zaman inadına akışkandır mezarlıkta
bir geriye akar, bir ileriye
meğer gurbetteymişim ben
mezara girmeden önce
isyankâr bedenim yavaş yavaş bükülür
anladım ki
işte bilmece böyle çözülür:
Şiirdeki mısra gibidir mezarlar
Ardı sıra gelen, birbirini bütünleyen
anlama anlam katan
anlamı çoğaltan
virgülse eğer, mezar taşları ölümün
şu selviler de ünlem işareti
hayat? hayat zaten üç noktadan ibaret
Beyhude deli gönlüm
beyhude debelenme
ramak kaldı artık hazırlan
bir tesadüf değil bu
bir lütuftur sana sunulan...
safra atıyorum artık nefsime, geçmişime gülerken
yapmalıyım artık bîr yığınak
ve boş kalmamalı bu sığınak
fakat ey bağışlaması bol olan
dinsin artık bu sağanak
dinsin.
Dr. Tuncay Şen
TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
DÜNÜN ESKİMİŞ KİRLERİYDİ
GÖZLERİMDE KANATTIĞIM DÜŞLER
seni dünün burgacına gömdüm
çünkü
uzakça kaldın sevdamın şahikasına
çünkü
haykırtı indirdin gecelerime
dostluğunda batkın çıktı
şaşmaz
sen
yanağımda bir ığıl serinliği
bir silgeçte eriyiveren
sen
ilk yazımın şergili
güneşimden kaçkın
düşümün ürkek yazgısıymış
gönlüme açtığın bıçılgan bak
nasılda siliverdim
sinemdeki güzelliğinin nazını
ördüğün perdelerde şavkı vuran gürlek çığlığımla
işte
buradayım
izaha gerek yok
doğrulup adım attığımda umuda
göreceğim elbet
güleç yüzüyle beni bekleyen
sevda kucağını
Tuncay Şen
GÖZLERİMDE KANATTIĞIM DÜŞLER
seni dünün burgacına gömdüm
çünkü
uzakça kaldın sevdamın şahikasına
çünkü
haykırtı indirdin gecelerime
dostluğunda batkın çıktı
şaşmaz
sen
yanağımda bir ığıl serinliği
bir silgeçte eriyiveren
sen
ilk yazımın şergili
güneşimden kaçkın
düşümün ürkek yazgısıymış
gönlüme açtığın bıçılgan bak
nasılda siliverdim
sinemdeki güzelliğinin nazını
ördüğün perdelerde şavkı vuran gürlek çığlığımla
işte
buradayım
izaha gerek yok
doğrulup adım attığımda umuda
göreceğim elbet
güleç yüzüyle beni bekleyen
sevda kucağını
Tuncay Şen
TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
UMUDUM SEVDANDI
serin bakışlım
ağlatan gülüşlerinle
turuncuya boyamışsın denizi
ben onda arıyorum
yanlızlığımı
ulaşabilirsem
umut haykıracağım boşluğa
bir sen duymayacaksın.
Tuncay Şen
serin bakışlım
ağlatan gülüşlerinle
turuncuya boyamışsın denizi
ben onda arıyorum
yanlızlığımı
ulaşabilirsem
umut haykıracağım boşluğa
bir sen duymayacaksın.
Tuncay Şen
Geri: TUNCAY ŞEN DEN ŞİİRLER
süper ya bayılıyorum şiirlerinizi tekrar tekrar okuyorum şiirlerinize doyum olmuyor tşkler.....
Misafir- Misafir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz