Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü............
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü............
Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü
Evli çiftlerin ses tonlarını ve davranışlarını inceleyen bilim adamları, sonunda hangi evliliğin yürüyüp hangisinin yürümeyeceğini bulmayı başardı.
Uzmanlar yaklaşık 100 genç çifti 10 yıldan fazla bir süre boyunca inceledi ve hangi davranışların boşanmalara yol açabileceğini anlamaya çalıştı. Yeni evli çiftlerin genellikle evle ve çocuklarla ilgili tartışmalarının yaklaşık ilk 15 dakikasını izlediler ve çiftlerin nabız atışlarından, ses tonlarından, davranışlarından evliliklerinin ne kadar süreceğini hesaplamaya çalıştılar.
Hızlı göz hareketleri, alay ve eleştiri, olumsuz puanlar olarak haneye yazılırken, şaka, gülümseme ve olumlu jest ve mimikler olumlu puanlar olarak işlendi.
5 pozitife karşı 1 negatif
Amerikan Bilimde İlerleme Derneği'nin yıllık toplantısında açıklanan modele ‘"Evlilik Sohbetleri Dow Jones Endüstri Ortalaması" adı verildi. Araştırmaya Washington Üniversitesi psikoloji profesörlerinden John Gottman liderlik etti. 40 yıldır evli olan Prof. Gottman, evliliğin temel hesaplamasının pozitif davranışların, negatif davranışlara oranı olduğunu söyledi. Beş pozitif davranışa karşılık negatif jestlerin oranı 1'de kalıyorsa, o evliliğin sürmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Prof. Gottman, "Evliliğin efendileri önemli bir şey konuşurken tartışıyor olabilirler, ancak gülüyor, birbirlerine takılıyorlarsa burada duygusal bağın işaretlerini görüyorsunuz" dedi. Prof. Gottman, duygusal bağı koruyamayanların ise boşandığını söyledi. Bu model sayesinde çiftlerin önceden evliliklerindeki olumsuzlukları belirleyip ilişkilerini güçlendirmek için harekete geçebilecekleri belirtildi.
Siz de deneyin
İlişkiniz ne yönde?
Aşağıdaki soruları birden beşe kadar derecelendirerek, kendi evliliğinizin nasıl gittiğini test edebilirsiniz (1- Kesinlikle katılmıyorum, 2-Katılmıyorum 3-Nötr, 4-Katılıyorum, 5-Kesinlikle katılıyorum).
1- İlgiye ihtiyacım varken ihmal ediliyorum.
2- Eşim genelde benim duygularımı algılayamıyor.
3- Sık sık eşimle anlamlı bir diyalog kurmakta zorlanıyorum.
4- Eşimden beklediğim ilgiyi görmeyince çıldırıyorum.
5- Genelde eşimle kendimi gergin bir ortamda buluyorum.
6- Eşim benimle aynı görüşte olmadığında sinirleniyorum.
7- Eşime kendimi dinletme konusunda sorunlarım var.
8- Eşimin bana açılmasını sağlamakta zorlanıyorum.
9- Eşimi konuşturmak konusunda sorunlarım var.
1-2-3. sorular
Sekizin altında: İlişkinizde doğrudan bir dil kullanıyorsunuz ve eşinizden ne beklediğinizi ifade edebiliyorsunuz.
Sekiz ve üstü: Çok ketumsunuz. Eşinizin ne istediğinizi anlayabilmesi için bir düşünce okura ihtiyacı var.
4-5-6. sorular
Sekizin altı: Eşiniz sizi dinleyip ne istediğinizi anlayabiliyor.
7-8-9. sorular
Sekizin altı: Birlikteliğinize çok güveniyorsunuz.
Sekiz ve üstü: Eşinizin güvenini sağlamak için daha fazlasını yapmalısınız.
________________________________________
Mutlu evliliğin 10 altın kuralı
Her gün bir boşanma haberi duymaya alıştık artık. Büyük bir aşkla evlenip iki ay sonra ayrılanlar artık bizi şaşırtmıyor. Çevremizde ilk günkü gibi birbirine aşık ve mutlu çift sayısı her geçen gün azalıyor.
Asıl bizi evliliklerinin ellinci yılını kutlayan ve bunca zamana rağmen hala birbirleri için deli olan çiftleri görmek şaşırtıyor. Hatta bunu başaramayanları kıskandırıyor bile. Onlar nasıl ilk günkü gibi mutlu olmayı başarıyor diye hiç merak ettiniz mi? Ya da o mutluluk tablosundan etkilendiğiniz olmadı mı hiç?
Evet bunun bir sırrı olmalı... Bir çiftin evliliklerinin 25. yılında bile hala birbirleri hakkında yeni birşeyler öğrenmesinin, birbirilerine bakarken gözlerinin içinin parlamasının ve ilişkilerindeki heyecan dolu kıvılcımın bir nedeni olmalı. Böyle kaç tane çift tanıyorsunuz? Eğer mutlu ve uzun süren bir evlilik istiyorsanız bunu başarmış çiftleri gözlemleyin. Ve asla onların öğütlerini kulak arkası yapmayın. Bu arada mutlu bir evliliğe sahip olmak için 10 altın kural niteliği taşıyan aşağıdaki maddelere göz atmaya ne dersiniz? Hatta bu kuralları sadece okumakla kalmayın uygulayın da...
1. Aynı zamanlarda sinirli olmayın: Çiftlerin aralarında bazı anlaşmazlıkların olması ve zaman zaman ufak tartışmaların yaşanması elbetteki çok doğal. Ancak önemli olan tarafların aynı zamanlarda cok sinirli ve fevri hareket etmemeleri olsa gerek. Eğer eşiniz sinirliyse siz alttan almaya çalışın. Bir daha geri dönüşü olmayan sözlerden ve hareketlerden kaçının. Haklı olsanız bile ortamın sakinleşmesini bekleyin ve bir süre sonra düşüncelerinizi ılımlı bir ses tonuyla belirtin. Hem böylece istediklerinizi yaptırma şansınız daha da artacaktır. Unutmayın ki tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır diye boşuna söylememişler...
2. Birbirinize bağırmayın: Bir tartışma esnasında o sesini yükseltti diye siz de sakın bağırmaya başlamayın. Bağırmak hiçbirşeyi çözmeyecektir. Sadece durumun biraz daha karışmasını ve hatta sarpa sarmasını sağlar o kadar. İki taraf da aynı anda birbirine bağırıp, çağırırsa sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Sesinizi hiçbir koşulda eşinize karşı yükseltmeyin. Sevgiden önce aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz uzun yıllar süren mutlu bir evliliğiniz olur.
3. Eleştirilerinizi yumuşatın: Tabii ki eşinizin bir takım hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Ve konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Ancak önemli olan bunu nasıl yaptığınız... Onu değiştiremeyeceğinizi bilerek hareket etmelisiniz. Sözlerinizin olumlu yönde, sevgi dolu ve ılımlı olmasına özen gösterin. Yoksa hiçbir işe yaramaz. Sadece onu kırmış ve üzmüş olursunuz o kadar. Şu hareketinden nefret ediyorum yerine, hayatım bence böyle davranmak sana hiç yakışmıyor diyebilirsiniz. Ne dersiniz böylesi daha yapıcı olmaz mı?
4. İktidar savaşına girmeyin: Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa bırakın eşiniz kazansın. Aşkın bir iktidar savaşı olmadığını ve incelik istediğini bilerek hareket edin. Evlilik bu durumu daha da hassaslaştırır üstelik. Tartışmayı kimin kazandığı ya da kaybettiği ne kadar önemli sizin için? Bu konuda sakın hırslı olmayın. Neticede böyle küçük hasaplar yaparak bir ömrü o insanla geçiremezsiniz.
5. Geçmişi geçmişte bırakın: Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları tekrar tekrar eşinize hatırlatmayın. Herhangi bir tartışma esnasında, birden bire konuyla ilgili ya da ilgisiz eşinizin çok eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın. Bu konuyu saptırmanızın yanısıra olayı uzatmanıza da neden olacaktır.
6. Birbirinizi ihmal etmeyin: Niye evlendiğinizi unutmamalısınız. Hayatı, üzüntülerinizi ve sevinçlerinizi paylaşmak, hayattan iki katı daha fazla keyif almak için evlendiniz öyle değil mi? Birbirinizden farklı hayatlarınız olabilir, eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsiniz. Bunlar evliliğinizi monoton ve sıkcı bir havaya girmekten kurtaracak küçük detaylardır. Ama bir plan yaparken eşinize hiç danışmıyor, onun fikrini almıyor ya da arkadaşlarınıza ondan daha fazla vakit ayırıyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Önemli olan dengeyi kurmanız ve eşinizi herşeyden öte tutmanızdır.
7. Yatağa asla küs girmeyin: Gün içinde birçok şey yaşamış ve hatta şiddetli bir kavga etmiş olsanız da yatak odanıza dolasıyla yatağa asla dargın girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin. Aranızda çözülmemiş ve açıklığa kavuşmamış bir problemin olması ertesi günün de keyifsiz ve cansıkıcı olacağı anlamına gelir. Tartışmaları uzatan taraf olmayın. Yatak odanız sizin için özel bir dünya. O odaya sorunlarınızı taşımayın.
8. İltifat edin: Gün içinde en azından biri kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden güzel bir söz duyduğundaki mutluluğunu hiç fak ettiniz mi? Dünyadaki birçok kişinin onu hoş ya da çekici bulması bir yana asıl önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür.
9. Özür dilemeyi bilin: Eğer yanlış bir şey yaptıysanız bunu itiraf edin ve özür dileyin. Hata yapmanız dünyanın sonu değil ki zaten. Önemli olan bunu fark etmiş olmanız. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. Nasılsa özür diliyorum konu kapanıyor diye düşünmeyin.
10. Bir tartışma için iki kişi gerektiğini unutmayın: Bir düşünün bakalım tartışmalarınız neden çıkıyor ve nasıl büyüyor? Acaba sadece karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi? Sizin hiç mi payınız yok tartışmalarda. Elbetteki vardır. Bunu itiraf etmekle başlayın isterseniz ilk olarak işe. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Hep eşinizi suçlayarak bir yere varmadığınızı ve kimi zaman da hatanın kendinizide olduğunu kabul edin.
SİZİN TESTİNİZ NASIL ÇIKTI?
Evli çiftlerin ses tonlarını ve davranışlarını inceleyen bilim adamları, sonunda hangi evliliğin yürüyüp hangisinin yürümeyeceğini bulmayı başardı.
Uzmanlar yaklaşık 100 genç çifti 10 yıldan fazla bir süre boyunca inceledi ve hangi davranışların boşanmalara yol açabileceğini anlamaya çalıştı. Yeni evli çiftlerin genellikle evle ve çocuklarla ilgili tartışmalarının yaklaşık ilk 15 dakikasını izlediler ve çiftlerin nabız atışlarından, ses tonlarından, davranışlarından evliliklerinin ne kadar süreceğini hesaplamaya çalıştılar.
Hızlı göz hareketleri, alay ve eleştiri, olumsuz puanlar olarak haneye yazılırken, şaka, gülümseme ve olumlu jest ve mimikler olumlu puanlar olarak işlendi.
5 pozitife karşı 1 negatif
Amerikan Bilimde İlerleme Derneği'nin yıllık toplantısında açıklanan modele ‘"Evlilik Sohbetleri Dow Jones Endüstri Ortalaması" adı verildi. Araştırmaya Washington Üniversitesi psikoloji profesörlerinden John Gottman liderlik etti. 40 yıldır evli olan Prof. Gottman, evliliğin temel hesaplamasının pozitif davranışların, negatif davranışlara oranı olduğunu söyledi. Beş pozitif davranışa karşılık negatif jestlerin oranı 1'de kalıyorsa, o evliliğin sürmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Prof. Gottman, "Evliliğin efendileri önemli bir şey konuşurken tartışıyor olabilirler, ancak gülüyor, birbirlerine takılıyorlarsa burada duygusal bağın işaretlerini görüyorsunuz" dedi. Prof. Gottman, duygusal bağı koruyamayanların ise boşandığını söyledi. Bu model sayesinde çiftlerin önceden evliliklerindeki olumsuzlukları belirleyip ilişkilerini güçlendirmek için harekete geçebilecekleri belirtildi.
Siz de deneyin
İlişkiniz ne yönde?
Aşağıdaki soruları birden beşe kadar derecelendirerek, kendi evliliğinizin nasıl gittiğini test edebilirsiniz (1- Kesinlikle katılmıyorum, 2-Katılmıyorum 3-Nötr, 4-Katılıyorum, 5-Kesinlikle katılıyorum).
1- İlgiye ihtiyacım varken ihmal ediliyorum.
2- Eşim genelde benim duygularımı algılayamıyor.
3- Sık sık eşimle anlamlı bir diyalog kurmakta zorlanıyorum.
4- Eşimden beklediğim ilgiyi görmeyince çıldırıyorum.
5- Genelde eşimle kendimi gergin bir ortamda buluyorum.
6- Eşim benimle aynı görüşte olmadığında sinirleniyorum.
7- Eşime kendimi dinletme konusunda sorunlarım var.
8- Eşimin bana açılmasını sağlamakta zorlanıyorum.
9- Eşimi konuşturmak konusunda sorunlarım var.
1-2-3. sorular
Sekizin altında: İlişkinizde doğrudan bir dil kullanıyorsunuz ve eşinizden ne beklediğinizi ifade edebiliyorsunuz.
Sekiz ve üstü: Çok ketumsunuz. Eşinizin ne istediğinizi anlayabilmesi için bir düşünce okura ihtiyacı var.
4-5-6. sorular
Sekizin altı: Eşiniz sizi dinleyip ne istediğinizi anlayabiliyor.
7-8-9. sorular
Sekizin altı: Birlikteliğinize çok güveniyorsunuz.
Sekiz ve üstü: Eşinizin güvenini sağlamak için daha fazlasını yapmalısınız.
________________________________________
Mutlu evliliğin 10 altın kuralı
Her gün bir boşanma haberi duymaya alıştık artık. Büyük bir aşkla evlenip iki ay sonra ayrılanlar artık bizi şaşırtmıyor. Çevremizde ilk günkü gibi birbirine aşık ve mutlu çift sayısı her geçen gün azalıyor.
Asıl bizi evliliklerinin ellinci yılını kutlayan ve bunca zamana rağmen hala birbirleri için deli olan çiftleri görmek şaşırtıyor. Hatta bunu başaramayanları kıskandırıyor bile. Onlar nasıl ilk günkü gibi mutlu olmayı başarıyor diye hiç merak ettiniz mi? Ya da o mutluluk tablosundan etkilendiğiniz olmadı mı hiç?
Evet bunun bir sırrı olmalı... Bir çiftin evliliklerinin 25. yılında bile hala birbirleri hakkında yeni birşeyler öğrenmesinin, birbirilerine bakarken gözlerinin içinin parlamasının ve ilişkilerindeki heyecan dolu kıvılcımın bir nedeni olmalı. Böyle kaç tane çift tanıyorsunuz? Eğer mutlu ve uzun süren bir evlilik istiyorsanız bunu başarmış çiftleri gözlemleyin. Ve asla onların öğütlerini kulak arkası yapmayın. Bu arada mutlu bir evliliğe sahip olmak için 10 altın kural niteliği taşıyan aşağıdaki maddelere göz atmaya ne dersiniz? Hatta bu kuralları sadece okumakla kalmayın uygulayın da...
1. Aynı zamanlarda sinirli olmayın: Çiftlerin aralarında bazı anlaşmazlıkların olması ve zaman zaman ufak tartışmaların yaşanması elbetteki çok doğal. Ancak önemli olan tarafların aynı zamanlarda cok sinirli ve fevri hareket etmemeleri olsa gerek. Eğer eşiniz sinirliyse siz alttan almaya çalışın. Bir daha geri dönüşü olmayan sözlerden ve hareketlerden kaçının. Haklı olsanız bile ortamın sakinleşmesini bekleyin ve bir süre sonra düşüncelerinizi ılımlı bir ses tonuyla belirtin. Hem böylece istediklerinizi yaptırma şansınız daha da artacaktır. Unutmayın ki tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır diye boşuna söylememişler...
2. Birbirinize bağırmayın: Bir tartışma esnasında o sesini yükseltti diye siz de sakın bağırmaya başlamayın. Bağırmak hiçbirşeyi çözmeyecektir. Sadece durumun biraz daha karışmasını ve hatta sarpa sarmasını sağlar o kadar. İki taraf da aynı anda birbirine bağırıp, çağırırsa sadece gürültü çıkarmış olursunuz. Sesinizi hiçbir koşulda eşinize karşı yükseltmeyin. Sevgiden önce aranızdaki saygıyı koruyabilirseniz uzun yıllar süren mutlu bir evliliğiniz olur.
3. Eleştirilerinizi yumuşatın: Tabii ki eşinizin bir takım hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Ve konudaki düşüncelerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Ancak önemli olan bunu nasıl yaptığınız... Onu değiştiremeyeceğinizi bilerek hareket etmelisiniz. Sözlerinizin olumlu yönde, sevgi dolu ve ılımlı olmasına özen gösterin. Yoksa hiçbir işe yaramaz. Sadece onu kırmış ve üzmüş olursunuz o kadar. Şu hareketinden nefret ediyorum yerine, hayatım bence böyle davranmak sana hiç yakışmıyor diyebilirsiniz. Ne dersiniz böylesi daha yapıcı olmaz mı?
4. İktidar savaşına girmeyin: Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa bırakın eşiniz kazansın. Aşkın bir iktidar savaşı olmadığını ve incelik istediğini bilerek hareket edin. Evlilik bu durumu daha da hassaslaştırır üstelik. Tartışmayı kimin kazandığı ya da kaybettiği ne kadar önemli sizin için? Bu konuda sakın hırslı olmayın. Neticede böyle küçük hasaplar yaparak bir ömrü o insanla geçiremezsiniz.
5. Geçmişi geçmişte bırakın: Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları tekrar tekrar eşinize hatırlatmayın. Herhangi bir tartışma esnasında, birden bire konuyla ilgili ya da ilgisiz eşinizin çok eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın. Bu konuyu saptırmanızın yanısıra olayı uzatmanıza da neden olacaktır.
6. Birbirinizi ihmal etmeyin: Niye evlendiğinizi unutmamalısınız. Hayatı, üzüntülerinizi ve sevinçlerinizi paylaşmak, hayattan iki katı daha fazla keyif almak için evlendiniz öyle değil mi? Birbirinizden farklı hayatlarınız olabilir, eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla dışarı çıkabilirsiniz. Bunlar evliliğinizi monoton ve sıkcı bir havaya girmekten kurtaracak küçük detaylardır. Ama bir plan yaparken eşinize hiç danışmıyor, onun fikrini almıyor ya da arkadaşlarınıza ondan daha fazla vakit ayırıyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Önemli olan dengeyi kurmanız ve eşinizi herşeyden öte tutmanızdır.
7. Yatağa asla küs girmeyin: Gün içinde birçok şey yaşamış ve hatta şiddetli bir kavga etmiş olsanız da yatak odanıza dolasıyla yatağa asla dargın girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin. Aranızda çözülmemiş ve açıklığa kavuşmamış bir problemin olması ertesi günün de keyifsiz ve cansıkıcı olacağı anlamına gelir. Tartışmaları uzatan taraf olmayın. Yatak odanız sizin için özel bir dünya. O odaya sorunlarınızı taşımayın.
8. İltifat edin: Gün içinde en azından biri kere hayat arkadaşınıza güzel bir söz söyleyin. Eşinizin sizden güzel bir söz duyduğundaki mutluluğunu hiç fak ettiniz mi? Dünyadaki birçok kişinin onu hoş ya da çekici bulması bir yana asıl önemli olan sizin ne düşündüğünüzdür.
9. Özür dilemeyi bilin: Eğer yanlış bir şey yaptıysanız bunu itiraf edin ve özür dileyin. Hata yapmanız dünyanın sonu değil ki zaten. Önemli olan bunu fark etmiş olmanız. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. Nasılsa özür diliyorum konu kapanıyor diye düşünmeyin.
10. Bir tartışma için iki kişi gerektiğini unutmayın: Bir düşünün bakalım tartışmalarınız neden çıkıyor ve nasıl büyüyor? Acaba sadece karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi? Sizin hiç mi payınız yok tartışmalarda. Elbetteki vardır. Bunu itiraf etmekle başlayın isterseniz ilk olarak işe. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Hep eşinizi suçlayarak bir yere varmadığınızı ve kimi zaman da hatanın kendinizide olduğunu kabul edin.
SİZİN TESTİNİZ NASIL ÇIKTI?
Misafir- Misafir
Geri: Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü............
o işte kişiye göre değişir.sen sevgini saygını hoşgörünü eksik etmeki karşılığını göresin......
kimi çiftler var evlendiklerine çok seviniyorlar,diğer yarısını buldukları için.
böyle dediğinize göre siz diğer yarınızı bulamamışınız
kimi çiftler var evlendiklerine çok seviniyorlar,diğer yarısını buldukları için.
böyle dediğinize göre siz diğer yarınızı bulamamışınız
Misafir- Misafir
Geri: Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü............
"Yarım hoca dinden yarım hekim candan eder"
Yarım koca da, yarım kadın da evlilikten eder insanı.
Evlilik yarım bireylerin işi değildir. 0.5+0.5= 1 değildir evlilik. 1+1=1 dir evlilik. Yetkin bireylerin işidir. Birey olmadan kurulan evlilikler bir EY olur gider...
Siz burada belki benzerlikten bahsediyorsunuz. "diğer yarısı" diyerek kastettiğiniz ruhsal ve bedensel uyum bakımından size uyanı kastediyorsunuz ama "yarım" ifadesi doğru değil yine de. tıpatıp bir başka benzeriniz; birebir; 1+1 =1 ; yarısı yine 1 olan bir "kalın bir"! Ozaman işte söylersiniz: "ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız/ sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız/severek birbirimizi hayatta hep gülmeliyiz"
Yarım koca da, yarım kadın da evlilikten eder insanı.
Evlilik yarım bireylerin işi değildir. 0.5+0.5= 1 değildir evlilik. 1+1=1 dir evlilik. Yetkin bireylerin işidir. Birey olmadan kurulan evlilikler bir EY olur gider...
Siz burada belki benzerlikten bahsediyorsunuz. "diğer yarısı" diyerek kastettiğiniz ruhsal ve bedensel uyum bakımından size uyanı kastediyorsunuz ama "yarım" ifadesi doğru değil yine de. tıpatıp bir başka benzeriniz; birebir; 1+1 =1 ; yarısı yine 1 olan bir "kalın bir"! Ozaman işte söylersiniz: "ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız/ sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız/severek birbirimizi hayatta hep gülmeliyiz"
Hüseyin AKTAŞ- KALE
- Mesaj Sayısı : 92
Yaş : 63
Nerden : Yeryüzünden
Kayıt tarihi : 06/11/08
Geri: Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü............
Hüseyin AKTAŞ demiş ki:"Yarım hoca dinden yarım hekim candan eder"
Yarım koca da, yarım kadın da evlilikten eder insanı.
Evlilik yarım bireylerin işi değildir. 0.5+0.5= 1 değildir evlilik. 1+1=1 dir evlilik. Yetkin bireylerin işidir. Birey olmadan kurulan evlilikler bir EY olur gider...
Siz burada belki benzerlikten bahsediyorsunuz. "diğer yarısı" diyerek kastettiğiniz ruhsal ve bedensel uyum bakımından size uyanı kastediyorsunuz ama "yarım" ifadesi doğru değil yine de. tıpatıp bir başka benzeriniz; birebir; 1+1 =1 ; yarısı yine 1 olan bir "kalın bir"! Ozaman işte söylersiniz: "ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız/ sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız/severek birbirimizi hayatta hep gülmeliyiz"
EVET AYNEN BUNU DEMEK İSTEDİM AMA ANLATAMADIM.......
Misafir- Misafir
Geri: Evlilikte mutluluğun sırrı çözüldü............
1+0.5=1 de değildir! "1" tarafı çok yorar bu da....
Hüseyin AKTAŞ- KALE
- Mesaj Sayısı : 92
Yaş : 63
Nerden : Yeryüzünden
Kayıt tarihi : 06/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz